OYUNCULARIN NOKTASI
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

OYUNCULARIN NOKTASI

Bütün Oyuncular Burada Toplanıyor
 
AnasayfaPortalliGaleriAramaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 command and conquer: red alert 2

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
erkin
moderatör
moderatör
erkin


Mesaj Sayısı : 117
Yaş : 29
Localisation : konya
Kayıt tarihi : 07/06/07

command and conquer: red alert 2 Empty
MesajKonu: command and conquer: red alert 2   command and conquer: red alert 2 Icon_minitimeC.tesi Haz. 09, 2007 4:41 am

Tam olarak ne kadar oldu bilmiyorum ama bayağı eskidir bu oyun serisinin ilk adımı. Command & Conquer ile başlayan bu seri ilk çıktığı zamanlardan (Tiberian Sun’ı katmıyorum) bugüne kadar o kadar çok tutulmuştu ki bu olay Tiberian Sun çıkana kadar devam etti. Her seride türüne ve bilgisayar oyunu piyasasına sürekli getirdiği yeniliklerle oldukça ilgi gördü ve seri Red Alert: Aftermath ile doruğa ulaştı. Bundan sonra Westwood sanırım 1 yıl belki de daha fazla bir gecikmeyle vaat ettiği Command & Conquer: Tiberian Sun’ı sürdü piyasaya. Tiberian Sun bence oldukça gecikmiş olmasından, kendi türünde çok üstün olan oyunların büyük gölgesi altında ezildi. Zaten hak ettiği de oydu.

İnsanlar C&C’dir, harikadır diye aldılar ve oynadılar fakat ben almadım, sadece 2 görev oynadım ama birçok insan tarafından beğenilmediğini biliyorum. Neyse, en sonunda Red Alert 2’nin çıkacağı duyuldu ve Red Alert: Aftermath’in müthişliğini düşündükçe “Acaba strateji dalında AoK’i tahtından indirebilecek bir oyunla mı karşı karşıyayız?” dedik. Böyle düşünmemizin sebebi az önce dediğim gibi Red Alert: Aftermath’in mükemmel oluşundandı. Bu kadar iyi olan ne miydi? O oyunda bu kadar iyi olan her şey vardı. Grafik desen grafik, ses desen ses, yüksek strateji öğeleri desen aynen, hele müzikler desen en alası. İşte bu yüzden serinin kesinlikle en iyi oyunuydu o oyun. Ben Tiberian Sun’daki hayal kırıklığı yüzünden çok iyi bir oyun bekliyordum açıkçası. Bu kadar eski mazisi olan oyunun mazisi de böyle açıklanır zaten. Neyse oyun artık elimizde. Bakalım beklediğimize deydi mi yoksa ikinci bir Tiberian Sun hayal kırıklığına mı uğrayacağız?

Oyunun bence en büyük artı yönlerinden biri oldukça güzel olan demo’ları. Yanlış hatırlamıyorsam Red Alert 1’in de demoları çok iyiydi. Bu sefer açılış demosunda Amerika ve yandaş ülkeleri ile Rusya ve yandaş ülkeleri arasında zaten gergin olan bağın nasıl koptuğunu görüyoruz. O anlarda biraz sıkılsanız da iki tarafından da birbirine savaş açtığı sahneler gerçekten görülmeye değer. Havadan yağan askerler, saldırıya uğrayan gerçek mekanlar (Özgürlük Anıtı gibi) ve savaşın yarattığı ortam gerçekten daha oyuna başlamadan iyi bir hava yaratıyor. Konunun bir kısmını, ilk demo’yu anlatırken açıkladım. Oyunun konusu çoğu oyuncuya 2. Dünya Savaşı’nı büyük ölçüde andırsa da oyun tamamen 2. Dünya Savaşı değil. Evet 2. Dünya Savaşı’nda yer alan ülkeler yer alıyor ve uygun görülen tarihi olaylar da 2. Dünya Savaşı gibi fakat 2. Dünya Savaşı’yla hiç alakası olmayan üniteler ve hikaye akışı da mevcut. Ünitelerden ziyade hikaye çok değişik şekilde ilerliyor. Oyunun konusu oldukça sağlam ve sürükleyici olduğu için daha devamını anlatmayacağım. Her zaman olduğu gibi yaşayarak görmenizden yanayım.

Oyunda modlar açısından bir yenilik yapmayı uygun görmemişler, belki de üşenmişler o ayrı mesele ama Single Player için var olan 2 mod bile yeterince uzun ve sürükleyici. Yine eskisi gibi Campaign ve Skirmish modları altında oyunlar oynuyoruz. Bu modları bilmeyenler için açıklayayım hemen:

Campaign: Strateji oynayıp da bu terimi bilmeyen yoktur herhalde. Genel tanımı belirli bir hikaye üzerine oturtulmuş ve oyunun çeşitli özelliklerini kullanarak yapılan oyun mod’una Campaign denir. Bu oyunda da olay aynı ve uygun görülen hikaye sürekli ilerleyerek gelişiyor.

Skirmish: Bu da klasik, bilgisayara karşı, karşıdakini (kaynak topla, adam üret ve saldır yöntemiyle) yenmekten başka belirli bir amacı olmayan oyun tarzı. Stratejiden hoşlanan yani “Hikaye falan beni ilgilendirmez ben zekamla eşit şartlarda savaşmak istiyorum, fazla teferruata gerek yok” diyenler için. Aynı şekilde bilgisayara karşı başlıyorsunuz ve birbirinizi yenmeye çalışıyorsunuz. Bu kadar basit. Burada gördüğüm en büyük eksik sadece “1 vs. 1” yapabilmeniz oldu. Yani bir veya daha fazla bilgisayarı yanınıza alıp bilgisayara karşı oynamak eğlenceli olurdu diye düşünüyorum.
Oyunda artık her devletin hem mensubu olduğu devlet grubunun bonusu var hem de kendi ülkesinin bonusu var. Irklar ve açıklamalı bonusları ise şöyle:

Amerika: Bir Airforce Command Headquarters yaptığınız anda seri bir şekilde sizden herhangi bir kaynak istemeyen bir üretime geçilir ve bu süre bittiğinde size yer seçtirir. Bu seçtiğiniz yere 6 tane destek asker iner ve süreniz tekrar başlar. Böylece devamlı asker desteğiniz olur.

Kore: Yine bir Airforce Command Headquaerters yaparsanız 1200 kaynak verdiğiniz anda size çok güçlü bir uçak veriyor. Bu uçaklardan 4 tanesi bir War Factory’i neredeyse yıkıyor bir atışta. O kadar iyi anlayacağınız.

Fransa: 2000 kaynak verdiğiniz zaman size Grand Cannon adında mükemmel bir defans binası verir. Bu da o kadar iyi ki 5 askeri aynı anda ve tek atışta öldürebiliyor. Ayrıca menzili de çok iyi. Defans oynayanlar için birebir.

Almanya: Bir War Factory yaptıktan sonra 900 kaynak karşılığında size bütün motorlu araçlara karşı mükemmel olan fakat binalara ve askerlere etkisiz olan bir ünite verir. 700 kaynak değerindeki Grizzly Battle Tank’ı 2 vuruşta öldürecek kadar iyi.

Büyük Britanya: 900 kaynak karşılığında size askerleri karşı etkili çok uzaklardan atış yapabilen bir sniper verir. Bir askeri bir vuruşta öldürüyor ve seri de.

Libya: Size 1500 kaynağa ayaklı bir nükleer bomba verir. Bir aracın içine yüklenmiş nükleer bomba o araç patladığı anda harekete geçiyor ve oldukça iyi zarar veriyor.

Irak: Bu sefer de ilginç bir ünite. Barrack’dan çıkan bu adam iki kere tıkladığınızda geniş bir alana radyasyon yayıp tüm insanları öldürüyor. Tabii elindeki silahla saldırı için de kullanabilirsiniz.

Küba: 200 kaynak gibi çok ucuz bir fiyata sahip olabileceğiniz bu ünite çarptığı ya da öldüğü yerde patlıyor. Biri patlarsa diğeri de patlıyor. Anlayacağınız grup halinde dolaştırmayın.

Rusya: 1200 kaynak karşılığında elektrik saçan çok güçlü bir tank verir.

Oyundaki özel ünitelerin hepsi böyle. Hepsin çok iyi ve yine hiçbiri mükemmel ve bir diğerinden iyi değil. Oyunda iki taraf yani sovyetler ve müttefikler arasında pek bir fark yok.

Oyunda eklenmiş yeni mekanlar gerçekten hoş görüntüler oluşturmuş. Şehirlerin içine girebiliyor gökdelenleri yıkabiliyorsunuz. Şimdi bu eski oyunda da vardı diyeceksiniz ama bu oyunda daha farklı. Hem grafikleri daha güzel hem de binaların çoğuna girebiliyorsunuz. Binaların içine girmek size şöyle bir avantaj kazandırıyor: Mesela bir binanın içine 20 adam sokabiliyorsunuz. O binanın içine bütün askerleri sokarsanız o binanın tüm camlarını ve kapılarını tahtayla kapatıp o binayı koruma olarak alır. Tahtalarından camların arasından ateş ederler. Bu şekilde karşınızda kolay kolay rakip duramıyor. Yani 10 tank gelse de hepsini bile öldürebiliyorsunuz. Tek sorun engineer hariç tamir edilemiyor. O yüzden gücü çok az kaldığı anda bir engineer sokup tamir edebilirsiniz. Bu gerçekten çok hoş ve dükkanları, evleri ve diğer binaları kendi lehinize kullanmak hem stratejik açıdan hem de göze görünümü açısından çok iyi. Hatta McDonalds’ı bile koymuşlar ama reklam olmasın diye McBurger’a çevirmişler.

Oyuna eklenen yeni özelliklerden biri de bir üniteye iki kere tıklayıp bazı özellikler kazandırabiliyorsunuz. Mesela müttefikler de normal askerlere iki kere tıklayıp defans konuma geçirebilirsiniz. Askerler etrafına bir barikat çekip dışından bir makineli tüfekle ateş edebiliyorlar. Bunların hepsine tek tek tıklamak yerine ekranın altındaki tuşları kullanarak bu ve bunun gibi işleri halledebilirsiniz. Burada değinmek istediğimi bir şey var. O tuşlardan biri de way point olayı. Tiberian Sun’da da vardı ama çoğu strateji oyununda yoktur. Way Point’e tıklayıp 2 yere tıklayın haritada. Seçili olan ünite ilk başta birinci sonra da ikinci noktaya gidecektir.

Grafikler konusunda hayal kırıklığına uğradım diyebilirim. Grafikler hiç güzel değil fakat bazı hoş efektler koymuşlar. Hatta ben oyunu ilk aldığımda beta mı diye yanılgıya düştüm. Anlayacağınız o kadar kötü fakat dediğim gibi patlama ve binalara konulan efektler güzel olmuş.

Ses-Müzik konusunda ben Red Alert 2’yi yapılmış en iyi oyunlar sırasında kesinlikle ilk 5’e sokarım. Belki sesler menzilli değil ve müzikler savaş dalgınlığında pek anlaşılmıyor ama yüksek açılmış bir hoparlörde müzikler ne kadar mükemmel olduğunu ve seslerin de ne kadar gerçekçi olduğunu anlayacaksınız. 10 üzerinden 9’u çok rahat hak ediyor.

Oynanabilirlik ise çok iyi. Özellikle oyunu 6 değişik hızda oynayabilirsiniz ve favori hızını yakalamanız oyunu çok kolay oynamanızı sağlıyor.

Atmosfer ise oyundan beklentinizle doğru orantılı. Hikaye sağlam ve sürekleyici, demolar, sesler ve müzikler iyi de, daha ne olması gerekiyor diyebilirsiniz fakat oyun hiçbir zaman bir AoK kadar detaylı olamaz. Yani tam olarak istediğiniz strateji ise oyunu kısa zamanda çözer ve sıkılırsınız fakat istediğiniz şöyle güzel senaryolu, hikayeli ve demolu bir oyunsa tam aradığınızı buldunuz. Oyun hiç sıkılmadan saatlerce oynanabilir, eğer beklentiniz buysa.

Sonuç olarak bence aradığınız biraz önce dediğim şeylerse tam oyununu buldunuz ama saatlerce düşünüp kararsız kalacağınız bir oyun yani AoK gibi bir oyun istiyorsanız es geçin çünkü o tarz bir detay açısından çok eksik AoK’e göre bu oyun.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
erkin
moderatör
moderatör
erkin


Mesaj Sayısı : 117
Yaş : 29
Localisation : konya
Kayıt tarihi : 07/06/07

command and conquer: red alert 2 Empty
MesajKonu: command and conquer: yuri's revenge   command and conquer: red alert 2 Icon_minitimeC.tesi Haz. 09, 2007 4:44 am

Ne demişler; çok konuşandan değil, sessiz olandan korkacaksın. Sanırsam bu tarif Yuri için gayet yerinde olacaktır. Hatırlarsanız Red Alert 2’de Sovyet Generali’nin arkasında, ara ara söze giren, sakin bir kişilik olarak tanımıştık Yuri’yi. Bu sessizliği belki sahip olduğu üstün zihin gücünden, belki de planlarını gizli gizli yürütmesinden kaynaklanıyordu, bilemeyiz ama bildiğimiz bir şey var, o da Yuri’nin başımıza büyük bir dert açmakta olduğu.

Red Alert 2’de Allied’larla Sovyet’lere karşı direnmiş, Sovyetler ile dünyayı ele geçirmek için saldırmıştık. Ama bu sefer durum farklı, birbirine karşı savaşmayı bırakan bu iki gücün karşısında ortak bir düşman var, Yuri. Yuri’nin de amacı dünyayı ele geçirmek ve bunun için de, elinde bulunan zihin gücünü sonuna kadar kullanıyor. Yepyeni birlikler, yepyeni silahlar, yepyeni binalar. Tamamen farklı birimleriyle 3. kuvvet olarak oyuna katılıyor Yuri.

Yeryüzünde farklı şehirlerde geçen savaşlarda Yuri’nin uzaya çıkmasıyla savaş mekan değiştirip Ay’da devam ediyor, zaman makinesindeki güç fazlası yüzünden tarih öncesi çağlara uzanıyor. Değişik senaryolarla canlı tutulan hikaye Yuri’nin süper silahlarını kullanmasıyla daha da bir renkli bir hale geliyor. Genetic Mutator ile Yuri düşmanlarını kendisine bağlı olan kaslı mutantlara dönüştürüyor, Physic Dominator ile de ortalığı yakıp, yıkıp bir kaosa sebep oluyor. Daha pek çok özelliğe sahip olan Yuri birliklerini kendi senaryolarında oynayamamamız ise büyük bir kayıp. Ne yazık ki Yuri birlikleri ile sadece Skirmish veya Multiplayer’da oynayabiliyoruz ama çoğu kişiye bu bile yetebilir, çünkü bu birliklerle oynamak gerçekten zevkli.

Oyun oynanabilirlik açısından Red Alert’tan bir farklılık göstermiyor. Yani hala güzel ve rahat. Eğer Red Alert’a aşinaysanız kontrol konusunda herhangi bir sorun yaşamayacaksınız. Sesler olarak da kaliteyi sürdüren Yuri’de demolar da olayı size anlatmakla kalmayıp gözlerinize bayram yaşatacak. Özellikle Tanya’ya yine hayran kalacaksınız, çoğumuz zaten kalmıştık ama. Atmosfer olarak Red Alert gibi sizi içine çekebilecek bu ek paketle ilgili bir diğer eksik de kısa oluşu. Oyun maksimum 10 saatte bitebilecek bir uzunlukta. Tabi ki bu süre size bağlı ama ortalama bir oyuncu için bu süre uygun olur. Daha kısa zamanda da bitebilecek olan bu oyunda, Yuri’nin etkisi altına aldığı şehirlerde savaşmak yine de eğlenceli. İnsanların “Büyük Yuri, sen çok yaşa!” şeklinde inledikleri sokaklarda taktiklerinize bağlı olarak saldıracak, Yuri’yi alt etmeye çalışacaksınız.

Hatta ve hatta bu olaylar sırasında size halktan yardım bile gelecek. Allied’ları oynarken bir bölümde kurtarmış olduğunuz insanların içinden rambovari (hatta bir tanesinin kafasında kırmızı bir bandana bile var) adamlar size yardım edecek, sizin kontrolünüze girecekler. Sakın bu adamların gücünü hafife almayın, ortalığı yerle bir edebiliyorlar. Bu gibi etmenlerle birlikte zaten biraz kolay olan oyun biraz daha kolay bir hale gelecek. Kolay bir hale gelen oyununuzu hızlı veya yavaş oynayarak bitirmek istemeniz en doğal hakkınızmış gibi görünürken, olmadığını da anlıyorsunuz, çünkü oyunda bir hız ayarı yok, bölümlere göre değişen otomatik hızlar var. Sadece Skirmish ve Multiplayer’da hız ayarı var.
Oyunun en çok merak edilen yönlerinden biri olan yeni ünitelerine bir bakarsak;
Virüs: Düşmanlarına kimyasal bileşim içeren kurşunlarıyla saldıran bu sniper düşmanlarını patlatarak etraflarına zaehirli gaz saçmalarına ve çevrelerindeki insanlara zarar vermelerine neden oluyor.
Master Mind: Düşman ünitelerinin aklıllarına girerek onların kontrolünü alan bu araç üç üniteden fazlasının kontrolünü almasıyla kısa devre yapıp kendi kendine zarar vermeye başlıyor.
Yuri Prime: Seçtiğiniz insan veya aracın kontrolünü alan bu adamımız aynı zamanda binaların da kontrolünü ele geçirebiliyor, uzaktan saldıran bir mühendise de benzetebiliriz.
Floating Disk: Yuri’nin tek hava aracı olan bu alet üzerine geldiği binaları devre dışı bırakabiliyor, rafineriden para çalabiliyor ve piyadeleri eritip yok edebiliyor. Aynı zamanda havadan havaya da saldırabiliyor.
Chaos Drone: Küçük, hafif zırhlı olan bu araç pek de geniş olmayan bir bölgeye gaz salınımı yaparak içine giren birliklerin kafalarını karıştırıp kuşa, böceğe saldırmalarına neden oluyor.
Bomber: Yuri’nin denizaltındaki tek aracı olan bu alet su altında torpidolarını, su üstündeki hedefler için de füzelerini gönderiyor.
Magnetron: Binalar saldırabilse de çok fazla zarar veremeyen bu aracın asıl amacı düşman araçlarının tekerleklerini yerden kesip onları kendi yanına çekmek oluyor. Böyle oluyor ki düşmanları daha rahat öldürebilesiniz.
Brute: Yuri’nin laboratuarlarında üretilen bu kas yığını mutant adamlar, araçların altında ezilmedikleri gibi etkili vuruşları ile büyük hasarlar verebiliyorlar.

Ayrıca Gattling Cannon da Yuri’nin hem karaya hem de havaya saldırabilen yegane kara silahı. Piyadelere ve hava taşıtlarına karşı çok etkili olan bu silah, savunmanın göz bebeği. Ateş ettikçe güçlenen ve makinelisi daha da bir hızlanan bu silahın gücü giderek artıyor ve verdiği zarar da büyüyor.

Yeni birlikleri, yeni senaryoları, yeni haritaları ile Red Alert 2: Yuri’s Revenge gayet güzel. Oynanabilirliği, ses efektleri, özenle hazırlanmış ara demoları paketin size sundukları.

Oyun her açıdan mükemmel bir seriyi daha da ileriye götürerek devam ettiriyor. İşgal altındaki şehirlerde savaşmak, değişik senaryolarda değişik görevlere başlamak, tamamen farklı, yeni bir güce karşı savaşmak, kısacası yenilikleriyle Red Alert 2’ye dönüş yapmak çok zevkli. Eğer Red Alert 2’yi oynadıysanız ve bitirene kadar başından kalkamadıysanız bu ek paketi almamanız için hiçbir sebep yok. Red Alert hikayesi kaldığı yerden devam ediyor, tek yapmanız gereken Yuri aklınızı ele geçirmeden onu yok etmek.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Darkangel
moderatör
moderatör
Darkangel


Mesaj Sayısı : 47
Localisation : Edirne
Kayıt tarihi : 07/06/07

command and conquer: red alert 2 Empty
MesajKonu: Geri: command and conquer: red alert 2   command and conquer: red alert 2 Icon_minitimePerş. Haz. 14, 2007 8:08 am

Paylaşım için sağol...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
command and conquer: red alert 2
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
OYUNCULARIN NOKTASI :: Oyunlar ve İnceleme :: İncelemeler-
Buraya geçin: