pharaoh

SimCity ile Age of Empires’ın birleşimini düşünün. Yani, öyle bir oyun olsun ki içinde hem Age of Empires’ın savaş yönü (az da olsa) hem de SimCity’nin bizi gecelerce başında oturtan şehir planlama yönü olsun. Alın size Pharaoh... Pharaoh'un güzel dilimizde tam kelime karşılığı "Firavun", eski Mısır’ın tanrısal hakimi yani. Sıkı oyuncular hatırlarlar Caesar serisini... En son oyunu Caesar III'ün başından kalkamazdık. Pharaoh için Caesar III’ün Mısır'da geçen versiyonu denilebilir. İki oyun birbirine çok benziyor, aynı grafik motoru kullanılmış mesela. Ama Impressions bizi hayal kırıklığına uğratmayıp aynı temeller üzerine yepyeni bir oyun yapmış. İşte karşımızda "Pharaoh"...

Build a kingdom...
Rule the Nile...
Live Forever.

Pharaoh’un ne kadar iyi bir oyun zaten oyunun sloganından anlaşılıyor. (Tam Türkçe anlamı; Bir krallık kurun, Nil’e hükmedin, Sonsuza kadar yaşayın...) Oyun tam olarak bir "stratejik şehir inşa etme" oyunu. Oyunda sıfırdan başlayarak iyi bir şehir inşa etmek öncelikli amacınız. Küçük köhne bir Mısır köyünü alıp koca bir metropolis yapacaksınız. Bu arada şehrinizin yavaş yavaş canlanmasını izleyerek her iyi oyuncu gibi keyif alacaksınız. Güzel güzel tarlalarınızdan hasat alırken bir sel ile Nil'in gazabına uğrayacaksınız. Piramitler, Sfenks ve Luxor’daki tapınaklar gibi büyük anıtlar inşa edeceksiniz. Mısır’ın düşmanları ile yüz yüze geleceksiniz. Şehrinizdeki dansçılar, papirüs yapımcıları (gerçekten!), avcılar, rahipler gibi insanları yöneteceksiniz... Peki bu kadar şeyi yapabileceğimiz oyunun genel özellikleri neler? Hemen oraya geçelim...

Grafikler çok güzel... Bir strateji oyunundan ne beklerseniz onu veriyor. Normal bir izometrik görüntü açınız var. Zaten sağa sola döndürebiliyorsunuz, böylece büyük binanın arkasındakileri görememe sorunu kalmıyor. Başta bahsettiğim gibi oyun geliştirilmiş Caesar III motoru üzerine kurulmuş. Epey gelişmeler var. Sokaklarda insanlar geziniyor, binalar güzel. Daha ne bekleyebilirsiniz ki? Zaten grafiklerin güzelliğini piramitler gibi büyük anıtları yaptığınızda anlıyorsunuz. O büyüklükleri... Çok güzel!

Sırada ses ve müzikler var. Eh, Mısır’da geçen bir oyunda Rock, Metal veya Klasik müzik çalmasını bekleyemeyiz herhalde? Peki müzikler nasıl? Hakiki Mısır müziği diyeyim siz anlayın. Sizi havaya sokuyor. Bir ara nerede benim haremim gibi havalara giriyorsunuz. Birkaç müzik var. Bunlar sırayla çalıyor ama hoşunuza gitmiyorsa kapatın gitsin...
Ses efektlerine gelince; pek fazla ses efekti yok. Yani şehrinizden pek ses duyamıyorsunuz fakat şehrinizde dolaşan bir insana sağ tıklayınca vatandaşımız şehir hakkında sesli ve yazılı olarak fikrini belirtiyor. Mesela; ‘Bak koçum, vatandaşın yiyecek yemeği yok sen sarayda keyif çatıyorsun’ gibi. Ayrıca pek küçük bir ayrıntı ama yine belirteyim; yangın çıkınca borazan sesi falan duyuyorsunuz ve anında olayın olduğu yere bakarken buluveriyorsunuz kendinizi.

Oyunun oynanabilirliği ise su götürmez seviyede. İlk defa bilgisayar oyunu oynayan ve orta derece İngilizce'si olan bir insan bile yarım saatte oyunun arayüzüne ısınıverir. Zaten basit bir arayüz var oyunda. Sağda bir ‘Araç çubuğu’ var. Oradan istediğiniz şeyi inşa edebilir, danışmanlarınızdan akıl alabilirsiniz. Daha hayattan ne bekliyorsunuz ki? Oyunun yukardaki etmenleri sizi havaya da sokuveriyor, benim bu kadar uzatmam hata! Eğer sizi bu tatil günlerinde saatlerce oyalayacak bir oyun istiyorsanız gidin ve alın!