OYUNCULARIN NOKTASI
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

OYUNCULARIN NOKTASI

Bütün Oyuncular Burada Toplanıyor
 
AnasayfaPortalliGaleriAramaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 still life

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
erkin
moderatör
moderatör
erkin


Mesaj Sayısı : 117
Yaş : 29
Localisation : konya
Kayıt tarihi : 07/06/07

still life Empty
MesajKonu: still life   still life Icon_minitimePerş. Haz. 07, 2007 4:29 am

Macera oyunlarında kıtlık yaşadığımız bir dönemde elimize ulaşan Still Life ile Microïds yine kendini aştı. Syberia 2 ile yakaladığı başarıyı devam ettirebilmek için ortaya çıkardığı bu oyunda, bunu fazlasıyla görüyoruz. Syberia serisinin yaratıcısı B. Sokal olmadan da ortaya iyi bir şeyler çıkarılabiliyor olması, Microids’in bu başarısını kanıtlıyor.

Oyuna oldukça ilginç ve ne demek istediğini anlayamadığımız bir demo ile başlıyoruz. Tuval üstüne çizilen resimler, sürüklenen bir ceset ve silindir şapkalı, siyah pardösülü, maskeli bir siluet görünüyor ekranda. Tam olarak anlam veremesek de oyuna başladığımızda okuduğumuz bilgilerle bir şeyler aydınlığa kavuşuyor. Dedektif Victoria Mcpherson, yönlendirdiğimiz ana karakterimiz. Şehirde işlenmiş dört farklı cinayet üstünde çalışırken, yeni biri daha işleniyor ve ilk görevimiz de beşinci cinayet mahallinde geçiyor. Daha sonra gelişen olaylar zinciri ile bu cinayetlerin tek bir katil tarafından işlenmiş seri cinayetler olduğunu anlıyoruz. Victoria, yine kendisi gibi bir dedektif olan büyük babasının anılara ulaştığında ise olaylar biraz daha renkleniyor. 1932 yılında buna benzer bir seri cinayet olayı ile uğraşan Gustav Mcpherson’ı da yönlendirdiğimiz oyunda, sık sık bu iki karakter arasında geçişler yapıyoruz. Hikaye derinleştikçe cinayetlere yenileri ekleniyor; bunlarla ilgili tablolar ortaya çıkıyor, farklı bulmacalar içinde katili bulmaya çalışıyoruz. Bunu yaparken de bazen “Kanıt Arama Birimi” gibi kanıtlarla uğraşıyor, bazen kötü sürprizlerle karşılaşıyor, bazen de işten sıkılıp evde eğlenceli zamanlar geçiriyoruz. Amacımız katile ulaşmak olduğu için benzer cinayetlerin işlendiği Gustav’ın dönemine gidip eksikleri tamamlamaya çalışıyoruz.

Syberia 2’deki grafikleri ne kadar beğendiyseniz, bu oyunun görüntülerini de o kadar beğenebilirsiniz. Hatta daha fazlasını bulmak mümkün. Çünkü menülerden tutun da, oynanış biçimine kadar hemen hemen her şey Syberia 2 grafikleri üzerinde şekillendirilmiş. Çeşitli animasyonlarla canlandırılmış arka planlar, ışık, yansıma, gölge gibi efektler ve daha fazlasıyla karşılaşıyoruz. Bütün bunlarla kimi efektlerin daha etkili kullanıldığını ve grafikler üzerinde biraz daha çalışıldığını anlıyoruz. Hikayede payı bulunan yağlıboya tablolar bile birer sanat eseri gibi gözüküyor. Aynı zamanda, mekanlar çok iyi tasvir edilmiş. Bulunduğunuz her ortam sizde farklı bir duygu oluşturuyor. Mesela cinayet bölgesinde kasvetli ve korkutucu bir hava varken, Victoria’nın babasının evine gittiğinizde mutlu ve huzurlu bir aile ortamı görünüyor. Ofis gibi mekanlar bize işimizin ciddiyetini hatırlatırken, özel bir kulübe girdiğimizde karşılaştığımız lüks, gözlerimizi kamaştırıyor. Bunun yanında; işkence odaları, lazer korumalı yerler gibi uçuk yerler bile mevcut. Mekanlar tasarlanırken her şey düşünülmüş, öyle ki oyunda geçen zaman Noel olduğundan gözümüz sık sık etraftaki süslemelere takılıyor… Morga dahi bu süslerden yerleştirmeleri biraz tuhaf gelse bile.

Still Life’da sesler ve konuşmalar standart seviyede yapılmış. Pek çok ses efekti ustaca yerleştirilmiş. Konuşmalar da aynı derecede güzel oluşturulmuş. Her konuşmada duygular ve ses tonu iyi bir şekilde betimlenmiş. Kullanılan müzikler de iyi seçilmiş. Fazlasıyla ürkütücü bir ortamda çalan müziklerle, huzurlu ve sessiz bir ortamda çalan müzikler arasında oldukça fark var. Yeni bir yere girdiğinizde ya da karmaşık bir bulmaca çözerken çalan müzikler oyuna ayrı bir tat katıyor. Aslında bu bir kusur sayılmasa da oyunun sesleriyle ilgili tek şey, müziklerin diğer ses efektlerine göre daha sönük kalması. Bunun için de yapmanız gereken ayarlar kısmına girip ses efektleri ve konuşmaları kısmak, müzik seçeneğini ise sonuna getirip hoparlörün sesini açmak. Böylece oyunun müziklerini daha iyi duyabiliyor ve ürkütücü ortamları daha da korkunç hale getirebiliyorsunuz. Tabii ki bir macera oyununda olmazsa olmaz unsurlardan biri olan alt yazı seçeneğini açıp açmamak da size bırakılmış.
Macera oyunlarının en ayırt edici özelliklerinden biridir bulmacalar. Mesela, kimi oyunlarda etraftan bir sürü işe yaramaz şey toplar dururuz ve bunlarla da akla hayale gelmeyecek saçma şeyler yaparız. Still Life’da ise bu tür bulmacalara çok az yer verilmiş. Sabit bulmacalar çoğunlukta. Birkaçı hariç hepsi mantıklı ve hikaye ile uyumlu şeyler. Mesela kilit açma, yapboz tamamlama, şifre kırma gibi pek çok bulmaca mevcut. Bu bulmacaların bazılarında, çözüm için mantık yürütecek ipuçlarına rastlayamıyorsunuz. Rastlasanız bile kimi noktalar boş bırakıldığından, sık sık deneme yanılma yöntemine başvurmak zorunda kalıyorsunuz. İş böyle olunca da ortaya sayısız kombinasyonlar çıkıyor ve doğrudan bulmacalar zorlaşıyor. Buna rağmen, nerede kullanacağımızı bilmediğimiz şeyleri toplamak yerine zor bulmacalar çözmek çok daha mantıklı olmuş. Eşya toplamak zorunda olduğumuz kısmı bile mantıklı şekilde yapılmış. Bu tür durumlarda, önce sorunu bulmamız, daha sonra da eşyayı almamız gerekiyor. Mesela, yerdeki bir bıçağı almaya kalktığımızda “Bu işime yaramaz.” mesajıyla karşılaşıyoruz. Eğer tablonun içinde gizlenmiş paketi fark edersek bıçağı alabiliyoruz.

Bulmacalar içeren bir oyunda en büyük kontrol aracımız tabii ki fare olacaktır. Oyunu fare ile belirli noktalara tıklayarak oynuyoruz. İnceleyeceğimiz yerlerde, konuşabileceğimiz kişilerde ve alabileceğimiz eşyalarda imleç şekil değiştiriyor. Bunun yanında, bir şey yapmamız istenen noktalarda ekranda bir işaret belirerek bize yardımcı oluyor. Kontrollerdeki tek zayıf nokta, gereksiz bir sürü tıklama gerektiren envanter sistemi. Bu sistem detaylı; fakat kullanışsız bir görünüm sergiliyor. Daha iyisi yapılabilirdi demeden edemiyor insan. Bunun haricinde kontrollerde herhangi bir sorun göze çarpmıyor.

Oyundaki en büyük artılardan biri, atmosferi olsa gerek. Görsel ve işitsel tasarımları, hikayesindeki derinlik ve ayrıntılarla insanı içine çekiyor oyun. Cinayetler, görgü tanıklarının anlattıklarıyla kafamızda canlanan katil portresi, olayların resmedildiği tablolar, belgeler ve fotoğraflarla oyunda bambaşka bir korku unsuru var. Bunun yanında, araya sıkıştırılmış ofis ve ev bölümleri ile biraz rahatlıyorsunuz. Polis memuru atlarken ayağını incittiğinde gülüyor, patronunuzdan fırça yediğinizde sinirleniyorsunuz. Bazen Victoria’nın babası Tod’a hediye götürüyor, bazen de ona kurabiye pişiyorsunuz. Bütün bunlarla oyun, sadece cinayetlerin çözülmeye çalışıldığı soğuk bir ortam olmaktan çok daha uzak bir atmosfer sergiliyor. Aralara eklenmiş kaliteli demolarla bu karma ortam daha da şenleniyor.

Still Life, korkuyu ve eğlenceyi başarılı bir şekilde birleştirebilen, mutlaka alınması ve saklanması gereken nadir oyunlardan biri. Birkaç küçük kusuru da affedilebilir olduğu için; derin hikayesi, zor bulmacaları ve etkileyici betimlemeleri ile rüyalarınıza girebilir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Darkangel
moderatör
moderatör
Darkangel


Mesaj Sayısı : 47
Localisation : Edirne
Kayıt tarihi : 07/06/07

still life Empty
MesajKonu: Geri: still life   still life Icon_minitimePerş. Haz. 14, 2007 8:06 am

Paylaşım için sağol...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
still life
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
OYUNCULARIN NOKTASI :: Oyunlar ve İnceleme :: İncelemeler-
Buraya geçin: