Ne demişler; çok konuşandan değil, sessiz olandan korkacaksın. Sanırsam bu tarif Yuri için gayet yerinde olacaktır. Hatırlarsanız Red Alert 2’de Sovyet Generali’nin arkasında, ara ara söze giren, sakin bir kişilik olarak tanımıştık Yuri’yi. Bu sessizliği belki sahip olduğu üstün zihin gücünden, belki de planlarını gizli gizli yürütmesinden kaynaklanıyordu, bilemeyiz ama bildiğimiz bir şey var, o da Yuri’nin başımıza büyük bir dert açmakta olduğu.
Red Alert 2’de Allied’larla Sovyet’lere karşı direnmiş, Sovyetler ile dünyayı ele geçirmek için saldırmıştık. Ama bu sefer durum farklı, birbirine karşı savaşmayı bırakan bu iki gücün karşısında ortak bir düşman var, Yuri. Yuri’nin de amacı dünyayı ele geçirmek ve bunun için de, elinde bulunan zihin gücünü sonuna kadar kullanıyor. Yepyeni birlikler, yepyeni silahlar, yepyeni binalar. Tamamen farklı birimleriyle 3. kuvvet olarak oyuna katılıyor Yuri.
Yeryüzünde farklı şehirlerde geçen savaşlarda Yuri’nin uzaya çıkmasıyla savaş mekan değiştirip Ay’da devam ediyor, zaman makinesindeki güç fazlası yüzünden tarih öncesi çağlara uzanıyor. Değişik senaryolarla canlı tutulan hikaye Yuri’nin süper silahlarını kullanmasıyla daha da bir renkli bir hale geliyor. Genetic Mutator ile Yuri düşmanlarını kendisine bağlı olan kaslı mutantlara dönüştürüyor, Physic Dominator ile de ortalığı yakıp, yıkıp bir kaosa sebep oluyor. Daha pek çok özelliğe sahip olan Yuri birliklerini kendi senaryolarında oynayamamamız ise büyük bir kayıp. Ne yazık ki Yuri birlikleri ile sadece Skirmish veya Multiplayer’da oynayabiliyoruz ama çoğu kişiye bu bile yetebilir, çünkü bu birliklerle oynamak gerçekten zevkli.
Oyun oynanabilirlik açısından Red Alert’tan bir farklılık göstermiyor. Yani hala güzel ve rahat. Eğer Red Alert’a aşinaysanız kontrol konusunda herhangi bir sorun yaşamayacaksınız. Sesler olarak da kaliteyi sürdüren Yuri’de demolar da olayı size anlatmakla kalmayıp gözlerinize bayram yaşatacak. Özellikle Tanya’ya yine hayran kalacaksınız, çoğumuz zaten kalmıştık ama. Atmosfer olarak Red Alert gibi sizi içine çekebilecek bu ek paketle ilgili bir diğer eksik de kısa oluşu. Oyun maksimum 10 saatte bitebilecek bir uzunlukta. Tabi ki bu süre size bağlı ama ortalama bir oyuncu için bu süre uygun olur. Daha kısa zamanda da bitebilecek olan bu oyunda, Yuri’nin etkisi altına aldığı şehirlerde savaşmak yine de eğlenceli. İnsanların “Büyük Yuri, sen çok yaşa!” şeklinde inledikleri sokaklarda taktiklerinize bağlı olarak saldıracak, Yuri’yi alt etmeye çalışacaksınız.
Hatta ve hatta bu olaylar sırasında size halktan yardım bile gelecek. Allied’ları oynarken bir bölümde kurtarmış olduğunuz insanların içinden rambovari (hatta bir tanesinin kafasında kırmızı bir bandana bile var) adamlar size yardım edecek, sizin kontrolünüze girecekler. Sakın bu adamların gücünü hafife almayın, ortalığı yerle bir edebiliyorlar. Bu gibi etmenlerle birlikte zaten biraz kolay olan oyun biraz daha kolay bir hale gelecek. Kolay bir hale gelen oyununuzu hızlı veya yavaş oynayarak bitirmek istemeniz en doğal hakkınızmış gibi görünürken, olmadığını da anlıyorsunuz, çünkü oyunda bir hız ayarı yok, bölümlere göre değişen otomatik hızlar var. Sadece Skirmish ve Multiplayer’da hız ayarı var.
Oyunun en çok merak edilen yönlerinden biri olan yeni ünitelerine bir bakarsak;
Virüs: Düşmanlarına kimyasal bileşim içeren kurşunlarıyla saldıran bu sniper düşmanlarını patlatarak etraflarına zaehirli gaz saçmalarına ve çevrelerindeki insanlara zarar vermelerine neden oluyor.
Master Mind: Düşman ünitelerinin aklıllarına girerek onların kontrolünü alan bu araç üç üniteden fazlasının kontrolünü almasıyla kısa devre yapıp kendi kendine zarar vermeye başlıyor.
Yuri Prime: Seçtiğiniz insan veya aracın kontrolünü alan bu adamımız aynı zamanda binaların da kontrolünü ele geçirebiliyor, uzaktan saldıran bir mühendise de benzetebiliriz.
Floating Disk: Yuri’nin tek hava aracı olan bu alet üzerine geldiği binaları devre dışı bırakabiliyor, rafineriden para çalabiliyor ve piyadeleri eritip yok edebiliyor. Aynı zamanda havadan havaya da saldırabiliyor.
Chaos Drone: Küçük, hafif zırhlı olan bu araç pek de geniş olmayan bir bölgeye gaz salınımı yaparak içine giren birliklerin kafalarını karıştırıp kuşa, böceğe saldırmalarına neden oluyor.
Bomber: Yuri’nin denizaltındaki tek aracı olan bu alet su altında torpidolarını, su üstündeki hedefler için de füzelerini gönderiyor.
Magnetron: Binalar saldırabilse de çok fazla zarar veremeyen bu aracın asıl amacı düşman araçlarının tekerleklerini yerden kesip onları kendi yanına çekmek oluyor. Böyle oluyor ki düşmanları daha rahat öldürebilesiniz.
Brute: Yuri’nin laboratuarlarında üretilen bu kas yığını mutant adamlar, araçların altında ezilmedikleri gibi etkili vuruşları ile büyük hasarlar verebiliyorlar.
Ayrıca Gattling Cannon da Yuri’nin hem karaya hem de havaya saldırabilen yegane kara silahı. Piyadelere ve hava taşıtlarına karşı çok etkili olan bu silah, savunmanın göz bebeği. Ateş ettikçe güçlenen ve makinelisi daha da bir hızlanan bu silahın gücü giderek artıyor ve verdiği zarar da büyüyor.
Yeni birlikleri, yeni senaryoları, yeni haritaları ile Red Alert 2: Yuri’s Revenge gayet güzel. Oynanabilirliği, ses efektleri, özenle hazırlanmış ara demoları paketin size sundukları.
Oyun her açıdan mükemmel bir seriyi daha da ileriye götürerek devam ettiriyor. İşgal altındaki şehirlerde savaşmak, değişik senaryolarda değişik görevlere başlamak, tamamen farklı, yeni bir güce karşı savaşmak, kısacası yenilikleriyle Red Alert 2’ye dönüş yapmak çok zevkli. Eğer Red Alert 2’yi oynadıysanız ve bitirene kadar başından kalkamadıysanız bu ek paketi almamanız için hiçbir sebep yok. Red Alert hikayesi kaldığı yerden devam ediyor, tek yapmanız gereken Yuri aklınızı ele geçirmeden onu yok etmek.